11 Temmuz 2017 Salı

2017 Üniversite Tercihleri Öneriler | Boğaziçi Üniversitesi

Herkese merhaba!


Yaz tatili geldi, kimimiz tatile çıkamayıp hala çalışıyorken, kimilerimiz denizin ve kumun tadını çıkarıyor. Kimilerimiz ise zorlu bir sınav maratonun ardından yeni bir döneme girecekleri üniversite hayatları için tercihler yapmaya hazırlanıyor. Ben de bu süreçte size birkaç öneride ve tavsiyede bulunmak için bir yazı yazmak istedim. Çünkü üniversite tercihlerinde en çok ihtiyacını duyduğum şey buydu benim!


Öncelikle kısaca benim hangi okulda okuduğum, hangi bölüme gittiğimi ve sınavdan nasıl bir sonuçla çıktığımı söyleyeyim. Ben 2011 yılında girmiştim YGS-LYS sınavına. Sonuçlar açıklandığında ilk 15 bin içerisindeydim. Ne yazacağım konusunda bir fikrim yoktu. Ardından tercih döneminde sadece iki tercih yaparak üniversite seçtim. İlk sıraya Koç, ikinci sıraya ise Boğaziçi Kimya bölümünü yazdım. Ve Boğaziçi Üniversitesi geldi. 

Tercih dönemi sürecinde birçok kişi birçok farklı önerilerle geliyordu bana. Ancak bütün hepsinin ortak noktası "garanti" meslek olacak bölümlere yönlendirmesiydi. Peki ya ben ne istiyordum? Tıp yazamıyordum, eczacılık ve diş hekimliğini istemiyordum, mühendislik bana göre değildi... Mimarlık ilgimi çekmiyordu. Peki ben ne istiyordum? Lise hayatım boyunca severek yaptığım şeyler yazmak, çizmek ve çekmekti. Dil öğrenmeyi de seviyordum. Peki sinema bölümü okusam diye düşündüm ya da dille ilgili bir bölüm ama bu kez yine "garanti" meslek sorunu çıkarıldı rehber öğretmenleri tarafından önüme. Ben de üniversite seçmeye karar verdim. Türkiye'de iyi olan ilk üniversitelere göz attığımda ilgimi çeken sadece Boğaziçi ve Koç olmuştu. İstanbul'da olmaları da benim için önemli bir etkendi tabi. Ardından YGS-LYS sınavında kimya bölümünde hiç yanlış yapmadığım için bu dersi yapabildiğimi düşünüp kimya yazmaya karar verdim. Anlayacağınız bölüm değil de üniversite seçtim ilk başta. Bu noktaya hemen geleceğim. Okumaya devam.

Öyle bir devirde yaşıyoruz ki artık insanlar okudukları bölümü kariyer alanlarında devam ettirmek zorunda değiller. İnternet bağlantısı olan herkes her bilgiye her yerden ulaşabiliyor. Bir kimya öğrencisi olarak ben; Adobe Premier Pro, After Effect gibi video programlarında uzmanlaştım, HTML / CSS gibi metin işaretleme dillerini öğrendim, yeni dillerde kendimi geliştirdim. Ve bu gibi farklı beceriler benim öğrencilik dönemimde farklı alanlarda çalışmama yardımcı oldu. Kimya da bana analitik düşünebilme ve olaylara matematiksel açıdan bakabilmemi sağladı. Anlayacağınız, hangi bölümde olursanız olun, eğer kendinizi bir noktada geliştirirseniz, yapmayı istediğiniz işlerde kendinize bir yer bulabilirsiniz. Ayrıca bu zamana kadar katıldığım mülakatlarda bölümünün ne olduğundan çok üniversitenin ne olduğu, üniversite hayatında kendine neler kattığın ve kendini nasıl geliştirdiğini merak ediyorlar. Ve seni bu yönde tanımak istiyorlar. Şu an bütün bölümlerdeki derslerin ders kitaplarına her an erişebiliyoruz; ekonomi mi öğrenmek istiyorsun mikro-makro ekonomi kitaplarını okuyabilirsin, tarih mi öğrenmek istiyorsun tarih kitapları mevcut, programlama mı öğrenmek istiyorsun, İnternet'te çevrimiçi birçok ders var bu konuda, bitki türlerine mi meraklısın botanik kitapları elinin altında... Anlayacağınız her şey bir tık uzağınızda.

Bu noktada size önereceğim ilk şey şu olacak, şu soruların cevabını verin:
İleride hangi mesleği yapmak istiyorsunuz? / Ne yapmak istiyorsunuz?

Öncelikle bu sorunun cevabını verin kendinize, ardından ona ulaşmak için hangi yolları seçeceğinize öyle karar verin. Önce bölüm seçip, sonra ne yapacağınıza karar vermek o bölümü okumanızı zorlaştırabilir. Ben mesela Boğaziçi yazdığım için memnunum ama kimya yerine daha kolay bir bölüm yazabilirdim. Temel bir bilim olduğu için kendinizi vermeniz gerekiyor ve ben aslında o alanda ilerlemek istemediğimi gördüm okurken. Bu da beni zorladı. Bir yandan farklı işler yaparken bir yandan kendimi tamamen bölüme vermem beni psikolojik açıdan zorladı. 

Bölümüm ve Üniversiteme gelince biraz onlardan bahsedeyim.




Kimya bölümü ana bilim dalı olduğu için ilginizi tam olarak vermeniz gereken bir bölüm. Bölümü okurken öğrendiğiniz şeyler dünyaya bakışınızı kesinlikle değiştirecek. Hayatımızın her alanında kimyanın ne kadar önemli olduğunu görebileceksiniz. Kozmetik alanından, ilaç sektörüne, tekstil sektöründen, gıda sektörüne her alanda çalışabilirsiniz. Benim en çok ilaç sektörü ilgimi çekiyordu. Biyokimya, nanoteknoloji, biyoteknoloji gibi alanlarda kimyanın mükemmelliğini görebiliyorsunuz. Bölümümüzün hocaları alanında çok saygın kişiler. Yurt içi ve yurt dışında farklı üniversitelerde yüksek lisans ve doktoralarını tamamlayan eğitim görevlileri inanılmaz cana yakın insanlar. Ve birçok inanılmaz araştırmalar yapıyorlar. Bölümde genel kimya ile başlayıp, analitik kimya, instrumental kimya, fizikokimya, biyokimya, organik ve inorganik kimya ile devam eden bir eğitim hayatı geçiriyorsunuz. Bu yıllar içinde farklı yabancı diller, sinema, spor, sanat gibi farklı alanlarda da dersler alabiliyor ve sertifikalar kazanabiliyorsunuz.

Daha fazla sorunuz varsa ve ilginizi çekiyorsa: mehhmetcatal@gmail.com




Boğaziçi Üniversitesine gelince, sanırım bu okulu seçmek eğitim hayatım için verdiğim en iyi kararlardan birisiydi. 2011 yılında giriş yaptığımda okulun özgürlükçü düşünce yapısı, sorgulayıcı ve üretici bakış açısı beni gerçekten mutlu etmişti. (Tabi şu sıralar ne yazık ki eski apolitik halini kaybetmeye ve o özgürlükçü ruhunu yitirmeye başladı ama yeni gelecek olanlarla bunun tekrar kazanılabileceğini düşünüyorum) Kimlik kontrolü olmadan giriş yapıldığını ilk gördüğümde bir üniversitenin çalışanı ve okuyanıyla, gelen ziyaretçisiyle ne kadar da güzel bir alan olabildiğini gördüm. Güney meydanda çimlerde güneşlenen insanlarıyla, kedileriyle, festivalleri, konserleriyle, etkinlikleri, kulüpleriyle Türkiye içerisinde farklı bir yerdi. Eş cinseli, ateisti, müslümanı, kadını, erkeği, alkolü, zemzemi kimse kimseye karışmadan yaşıyordu. Çok geçmiş zaman eki kullandım. Evet, hala bunları yapabiliyoruz ama eskisi gibi değil. (Bu noktada bu okulu seçecek arkadaşlar, lütfen farklı fikirlere saygı duymayan biriyseniz Boğaziçi size göre değil) Yine de güzel bir okul. Birçok kulüp etkinliğiyle, sinema salonuyla, Taşoda festivaliyle, Sportfest ile, spor salonları, spor alanları, yüzme havuzları ile size birçok fırsat sunuyor. Birçok yabancı dili, o dili ana dili olarak kullanan insanlardan ders alarak öğrenebiliyorsunuz. Erasmus/Exchange programı ile neredeyse dünyanın her kıtasına gidebiliyorsunuz.

Boğaziçi hakkında daha fazla sorunuz varsa: mehhmetcatal@gmail.com

Kısaca böyle arkadaşlar, bilmiyorum kafanızda bir şeyler oturdu mu, bir şeyler anlatabildim mi. Umarım güzel bir üniversite hayatı geçirirsiniz ama unutmayın seçtiğin bölüm değil, kendinize neler kattığınız ve kendinizi ne kadar geliştirdiğiniz size ileride iş bulmanızda yardımcı olacak :)

Bu arada bu konu hakkında geçen sene yaptığım videoyu izlemek isterseniz aşağıda! :) Sorularınızı yorum olarak alabilirim.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlar